top of page

Çiçek Hastalığı


Çiçek hastalığı tarihteki en geniş yayılıma ve ölüme sebep olan bulaşıcı bir hastalıktır [3]. Ortalama %30 öldürücülük oranı ile dünya çapında salgına yol açıp sadece 20.yüzyılda yaklaşık 500.000.000 insanın ölümüne sebep olmuştur [7]. Hayatta kalanların büyük bir kısmı ise görme engelli kalarak ya da ciddi yara izleri ile hayatına devam etmiştir.

Şekil 1. Çiçek hastalığına yakalanmış Bangladeşli bir kız (1971) [5].



Milyonlarca insanın ölümüne neden olan çiçek hastalığının önüne geçebilmek adına bilim insanları, pek çok yöntem deneyerek bir çare arayışı içine girdiler. 1790'larda çiçek aşısı üzerine araştırma yapan Edward Jenner'in çalışmaları önemli bir dönüm noktası olmuştur. Jenner, çalışmaları sırasında hayvancılıkla uğraşanların özellikle de ineklerin memelerinde oluşan kabarıklıklar ile kendini gösterip kısa sürede geçen inek çiçeği hastalığına yakalanan insanların, çiçek hastalığına karşı dirençli olduğunu gözlemledi. İnek çiçeği hastalığı ile enfekte olan bir kadının derisinden alınan irini bir çocuğa enjekte etti. Çocuğun derisinde çiçek hastalığında oluşanlara nazaran daha hafif semptomlar oluştuğunu gözlemledi. Sonrasında aynı çocuğa çiçek virüsü (Variola virüsü) enjekte etti ve çocuğun çiçek hastalığına karşı bağışık gösterdiğini fark etti. Jenner, 1796 yılında inek çiçeği virüsünden elde ettiği aşıyla birlikte, sağlıklı bir insanı hafif şekilde hasta ederek çiçek virüsüne karşı bağışıklık kazandığını ve bir daha hastalığa yakalanmadığını ortaya koydu [5]. Böylece tarihteki ilk aşı olan çiçek hastalığının aşısı bulunmuş oldu. Çiçek hastalığının aşısının bulunması insanlığın doğaya karşı büyük bir zaferi olarak kabul edilmiştir. Dünyadaki son doğal çiçek vakası 1977 yılında Somali'de tespit edilmiştir. 1978 yılında İngiltere'de bir laboratuvar kazası sonucu ortaya çıkan iki vaka da dünyadaki son olgulardır [6].


Şekil 2. Bir ineğin memesindeki vaccinia püstülleri [1].



2016’da Kanadalı bir bilim insanı olan David Evans Almanya’daki bir laboratuvardan postayla DNA parçaları sipariş etmiştir ve bunları bir araya getirerek at çiçek hastalığı virüsünü oluşturmuştur. Tüm Variola virüsü çeşitleri birbirine çok benzerdir fakat insanlar için yalnızca çiçek hastalığı ölümcüldür. Ancak 200 genden oluşan çiçek virüsünün DNA bilgileri internetten bile ulaşılabilecek kadar erişilebilir olduğundan genler bir araya getirerek çiçek hastalığı dahil istenilen kadar virüs oluşturmak mümkündür [7].

Şimdi akıllardaki soru işareti çiçek hastalığı geri gelebilir mi? Bu kadar büyük bir zafer kaybedilebilir mi? Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Merkezi ve Politika Müdürü Dr. Michael Osterholm’e göre çiçek hastalığı hastalık ancak biri onun geri dönmesini isterse dönebilir. Diğer bir deyişle biyolojik silah olarak veya herhangi bir kullanım amacıyla tekrar üretilebilir. Bu tabloyu daha vahim bir hale sokan durum ise 1980’den itibaren artık insanların çiçek hastalığına karşı aşılanmasına gerek kalmadığı düşüncesinin sonucu olarak günümüzde birçok insanın çiçek aşısının bulunmamasıdır [7].


Şekil 3. Sol tarafta çiçek hastalığı aşısı olmamış bir çocuk. Sağ tarafta ise aşıyı olmuş bir çocuk [2].


Virüsün elde edilebilirliğinin bu kadar kolay olması hem de dünyanın birçok noktasında Variola virüsünün örneklerinin bulunması Dünya Sağlık Örgütü’nü harekete geçirmiştir, hastalığa neden olan virüsün bilimsel amaçlı araştırılması ve saklanması için bazı sınırlamalar getirmiştir. Sonuç olarak çiçek hastalığı virüsü günümüzde yalnızca Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve DSÖ adına Hollanda’da yüksek biyogüvenilirlik düzeyine sahip laboratuvarlarda saklanmaktadır [4]. Çiçek, uluslararası bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Çiçek kuşkulu tüm olguların DSÖ koordinasyonu ile tüm ülkelere bildirilmesi, araştırılması ve sağlanan tüm bilgilerin diğer ülkelerle paylaşılması gerekmektedir [6].


Teknik Kelimeler:

Semptom: Belirti, bulgu.

Püstül: Skuamöz epitelde oluşan içi irinle dolu keseciklerdir.


Kaynakça:

23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page